top of page

Özgül Öğrenme Bozukluğu

  • Yazarın fotoğrafı: psk.msarikaya
    psk.msarikaya
  • 11 Ağu 2018
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 22 Eki 2018




Özgül Öğrenme Bozukluğu Nedir?

Özgül Öğrenme Bozukluğu, bir veya daha fazla alanın işlevselliğinde bozulmaya yol açan, çocukluk çağının sık görülen gelişimsel ve nörobiyolojik rahatsızlığıdır. American Psychological Association (APA) tarafından ''bireysel olarak uygulanan standart testlerde, kişinin kronolojik yaşı, ölçülen zekâ düzeyi ve aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda; okuma, matematik ve yazılı anlatımının, beklenenin önemli ölçüde altında olması'' şeklinde tanımlanmıştır.

ÖÖB zekâ geriliği değildir, hatta tanının konabilmesi için zeka düzeyinin normal veya normal üstü olması gerekmektedir. Bununla birlikte eğitim öğretim kalitesi de göz önünde bulundurulmalıdır. Öğrenme sorunlarının başlıca nedeni yetersiz ve kalitesiz eğitimdir. Bu nedenden dolayı ortaya çıkan öğrenme güçlükleri ÖÖB’nin bir parçası değildir.

Fakat mevcut eğitim-öğretim sistemi içinde çocuğun akademik becerileriyle ilintili bir tanıdır. Bu yüzden ilköğretim dönemi ÖÖB tanılaması için oldukça önemlidir.


Özgül Öğrenme Bozukluğu Alt Tipleri Nelerdir?


ÖÖB’de yaygın olarak görülen bozukluklar, çocuğun yaşıtları düzeyinde okuyup yazamaması, ya da matematik alanında güçlükler yaşamasıdır. Ancak bunun yanında sağını solunu öğrenememe, zaman kavramını öğreneme, günleri, ayları, mevsimleri öğrenememe, okuduğunu anlamama, aktarmak istediğini iyi ifade edememe, sıralama yapamama gibi sorun alanları da vardır. Bunlar ÖÖB’nin birincil bozuklukları diye adlandırılır.


ÖÖB’nin 3 alt tipi vardır;


Disleksi (okuma güçlüğü): Okuma becerisinin belirgin olarak beklenin altında olmasıdır. Sözcükler, sesler ve kelimeler arasındaki ilişkiyi anlamakta güçlük yaşarlar. Fakat Türkçe yazıldığı gibi okunan bir dil olduğu için disleksi daha çok sözcük okumada, okuma hızı ve akıcılığında, okuduğunu anlamada güçlükler şeklinde karşımıza çıkar.

Disgrafi (yazılı anlatım bozukluğu): Yazma becerisinin beklenenin belirgin olarak altında olması kötü yazma, yazılarını yazarken yazım, noktalama ve imla hataları yapan, yazıları çizgilerden taşarak ve irili ufaklı harf karakterleri ile okunaksız şekilde yazılması durumudur. Disgrafi problemi olan çocuklar motor beceri, görsel ve işitsel algı problemleri yaşarlar. Buna bağlı olarak kelimeleri yazarken harfleri yanlış, eksik veya ters yazma gibi sorunlarla karşılaşırlar.

Diskalkuli (sayısal bozukluk): Sayı algısı, sayılar arasındaki ilişkiler ve kuralları bilme, doğru ve akıcı hesaplama, sayısal akıl yürütme gibi becerilerde görülen bozukluktur. Diskalkulide çocuklar rakamları yazmakta, basit işlemleri yapmakta ve problem çözmekte zorlanırlar. Matematiksel işlemleri kavrama, hesaplama, sayısal sembolleri tanıma ve kullanma gibi durumlarda ortaya çıkan bozukluk veya yetersizlik olarak tanımlanabilir.


Özgül Öğrenme Bozukluğu’nda Klinik Desteğin Önemi


Yukarıda bahsedilen noktalar ÖÖB’nin birincil bozuklukları diye tanımlanmaktadır. Bu bozuklular zaman zaman bazı ikincil bozukluklara da yol açabilmektedir. Klinik destek ikincil bozukluklara yöneliktir.

ÖÖB, çocukların sosyal etkinliklere katılmalarında, arkadaşlarıyla ve aile bireyleriyle ilişkilerini sağlıklı biçimde sürdürebilmelerinde sorunlara yol açabilmektedir. Çocuklar belirtilen alanlardaki becerilerinin yaşıtlarından geride olduklarının farkındadırlar. Düşük akademik başarı, çocukta; özgüven eksikliğine, düşük güdülenme düzeyine, düşük benlik algısına, hayal kırıklığı ve davranış bozukluklarına yol açabilmektedir. Bunun yanında yaşanılan başarısızlık ve hayal kırıklıkları kaygı ve depresyon gibi çeşitli bozukluklara da neden olabilir. ÖÖB olan erkeklerde daha çok davranış bozukları, sınıf içerisinde negatif tutumlar sergileme ve sözel patlamalar da bulunma şeklinde bir tutum gözlenirken, kızların ise daha çok yaşadıkları hayal kırıklığını dışarı vurmayarak içine kapanık ve depresif bir tutum sergiledikleri gözlenmektedir.

Özgül Öğrenme Bozukluğu’nun Tedavi Süreci


ÖÖB kendiliğinden düzelen bir bozukluk değildir. Tedaviye başlanmadığı durumlarda yaşamın tüm evrelerinde etkisi gözlenebilir. ÖÖB’de etkili bir ilaç veya özel bir diyet yoktur.

ÖÖB’de psiko-eğitsel yaklaşım ile tedavi edilir. ÖÖB’de iki yönlü tedavi yaklaşımı oldukça önemlidir.

Tedavinin bir yönü yukarıda bahsedilen birincil bozuklukları hedef almalıdır. ÖÖB her çocukta farklı özellikler taşıdığı için öncelikle çocuğun güçlü ve zayıf yönleri tespit edilerek öğrenme stratejilerini geliştirmeye yönelik çalışılmalıdır. Bu noktada çocuğun algısal, motor, dil, bilişsel, sosyal ve duygusal alanlarına odaklanarak, mevcut müfredat içerisinde bireyselleştirilmiş bir eğitim programı uygulanır ve ek çalışmalar düzenlenir. Bu çalışmaların sürdürülmesinde ve uygun öğrenme stratejilerinin saptanmasında profesyonel birinin çocuğa eşlik etmesi oldukça önemlidir. ÖÖB tedavisinde desteklenen, okulda çocuğun durumunun bilinerek ilgi gösterilen, çocuğa uygun çevresel koşulları sağlayabilen yaklaşımların en iyi sonuçları verdiği bilinmektedir.

Tedavinin diğer yönünde ise ikincil sorunlara odaklanmak gerekmektedir. ÖÖB ile eş tanı olarak ortaya çıkabilen davranış bozuklukları, sınıf içi uyum sorunları, kaygı ve depresyon, arkadaş ve aile ilişkilerinde bozulmalar, düşük benlik algısı, özgüven eksikliği, düşük motivasyon düzeyi gibi sorunlar klinik ortamda ele alınması gereken noktalardır. Bunun yanında anne-baba ile nasıl bir tutum sergilemeleri konusunda çalışılarak çocuğa gerekli alanı açabilmek gerekmektedir.

Genel olarak tedavide bütüncül bir yaklaşım ile çocuğun hem öğrenme güçlüğü yaşadığı noktaları saptayıp destelemek hem de ÖÖB’nin sebep olduğu ve yaşamını zorlaştıran sorunları hedef alarak çalışmak oldukça önemlidir.



Kaynaklar

(1) (2) (3)

 
 
 

Comments


bottom of page